Bu süreçte yerel yönetimlerde oluşan yüksek beklenti ve seçimlerde sağlanan büyük başarı, 2004 ve 2005 yıllarında gerçekleştirilen yasal düzenlemelerle desteklenerek, yerelleşme yönünde büyük bir ivme yaşanması sağlanmıştır. Son zamanlarda hemen hemen bütün dünya siyaset, bizim çok önceden inandığımız gibi, hizmetle birlikte anılmaktadır. İdeolojik odaklı siyaset anlayışı bizde haşla kalıntıları devam etse de hizmet odaklı siyaset anlayışının epeyce gerisinde kalmıştır.O halde, evet hizmet, ama yalnızca hizmet değil, daha az ideoloji daha çok hizmet ya da yapılan hizmetin ideolojisi. Her şeyden önce hizmetin insan merkezi idealimizdir. Türkiye’de ilk kez 1984 yılında İstanbul, Ankara ve İzmir Büyükşehir Belediyeleri kurulmuştur. 1986 ve 2000 yılları arasında bu sayı 16’ya çıkarılmıştır. Bunlardan sonra, 2004 yılında AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Erdoğan’ın belediye tecrübesinin de sayesinde ilk kez ciddi bir yerel yönetim reformunu gerçekleştirmiştir. 2004 yılında hem belediyeler kanunu 1934’den sonra ilk kez kapsamlı bir şekilde revize edilmiş hem de İstanbul ve Kocaeli Büyükşehir Belediyeleri yetki alanı il sınırı olarak genişletilmiştir. Avrupa Konseyi Yerel Özerklik Şartı2004 yılındaki bu reform aslında Avrupa Konseyi Yerel Özerklik Şartı’nın gereğiydi. Bu kanunun temel amaçları gerekçede de belirtildiği gibi Türkiye’de demokrasiyi gerek ülke gerekse yerel düzeyde güçlendirmek, belediye hizmetlerinde verimliliği sağlamak ve belediyelerin daha iyi hizmet götürmesini sağlamaktır.
Kanunun Getirdiği
1. Nüfusu 750 binin üzerinde olan illerde Büyükşehir Belediyesi kurulmaktadır. 16 mevcut Büyükşehir’e 13 şehir daha eklenmektedir. Bunlar Aydın, Balıkesir, Denizli, Manisa, Muğla, Hatay, Tekirdağ, Trabzon, Kahramanmaraş, Şanlıurfa, Mardin, Malatya ve Van’dır. Görüldüğü gibi herhangi bir bölgeye dönük bir düzenleme yoktur, nüfus dikkate alınmıştır. Bu 13 yeni Büyükşehir’de yeni ilçeler kurulmaktadır. Bu illerde Büyükşehir yetki alanı İstanbul ve Kocaeli gibi il sınırları olacaktır. Büyükşehirlerde özel idareler, beldeler ve köyler kaldırılmaktadır. Özel İdare İşleri Büyükşehir’e devredilmekte, beldeler ve köyler mahalleye dönüşmektedir. Büyükşehir olmayan 52 ilde nüfusu 2 binden az olan beldeler mahalleye dönüşmektedir. Böylece, toplam 1582 belde ve 16.082 köyün tüzel kişiliği kaldırılmakta ve mahalleye dönüştürülmektedir. 23 Büyükşehir’le birlikte, 24 yeni ilçe kurulmaktadır. 333 ilçe dönüştürülmektedir. Toplam belediye sayısı 2.950’den 1.392’ye düşmektedir. Köy sayısı 34.283’den 18.201’e inmektedir. Aslında birim sayısında müthiş bir azalma meydana gelmektedir. Bu bile nasıl bir tasarruf ve verimlilik sağlanacağını ortaya koymaktadır.
2. Beldelerin hangi ilçenin mahallesi olacağına ilişkin olarak sınırdaş olmak ve mesafe şartı getirilmiştir. Mahalleye dönüşen beldelerde belediye personeli hak kaybına uğramayacaktır.
3. Köylerin orman veya mera hakları olduğu gibi korunmaktadır.
4. Köylerde belediye vergi ve harçları 5 yıl süreyle alınmayacaktır. Su ücreti 5 yıl süreyle en düşük su tarifesinin dörtte birini geçmeyecektir. Belediyeler mahalleye dönüşen köylere 10 yıl süreyle gelirlerinin yüzde 10’u kadar altyapı yatırımı yapacaktır. Mahalleye dönüşen köylerde yapılar için geleneksel mimaride proje üretilecek ve bu projeler köylülere ücretsiz verilecektir. Köylerdeki evler, hayvancılık tesisleri, bakkal, fırın, kahve, lokanta, gibi işyerlerine ruhsat verilecektir. Köylerdeki yapı stoku ruhsatlı hale gelecektir. Senelerdir köylerdeki evinin başına yıkıma korkusunu yaşayan vatandaşlarımız rahat uyku uyuyacaktır.
5. 29 Büyükşehir’de merkezi idare yatırımlarını koordine etmek, afetle mücadele ve başka bir sıkıntı yaşanmaması için valiye bağlı Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı kurulmaktadır. Böylece Özel İdarelerin kaldırılması nedeniyle bir boşluk olmayacaktır.
6. Büyükşehir Belediyeleri yetkileri artırılmaktadır. Amatör sporlara destek olmak, sağlık tesisi ve mabetler açmak ve bakım yapmak, cami veya mabetlere ücretsiz su temin edebilmek, afet riski olan yerlerde önlem almak, internet gibi haberleşme alt yapısı kurmak, oda ve meslek örgütleriyle ortak projeler yapmak bulunmaktadır. İlçe belediyeleri ile ihtilafta Büyükşehir Meclisi yetkili kılınmıştır. Büyükşehirlerin bütçe payları ciddi şekilde artmaktadır. Şu anda büyükşehir içinde tahsil edilen vergiden aktarılan yüzde 5 bütçe payı yüzde 6’ya çıkarılmıştır. Ayrıca, asıl önemlisi ilçe belediyelerine ve yine Büyükşehirlere verilen yüzde 2 5 genel bütçe payının yüzde 4. 5’a çıkarılmasıdır. Avrupa, ABD bütçe krizleri yaşarken, maaşlarda indirime giderken, Türkiye belediyelerin önünü açmakta ve daha fazla hizmet sunma imkânı sağlamaktadır.
Gördüğünüz gibi bu tasarı yerel yönetim reformunun aslında bir kademe daha ileri götürülmesidir. Buradaki amaç millete, vatandaşa daha iyi hizmet götürmek, yerel yönetimde demokrasiyi geliştirmek, yerel yönetim özerkliğini artırmak, artık şehir merkezinden hesabını sormasını sağlamaktır. İşte bu yasa ile hizmet bütünlüğü sağlanacak, benzeri sıkıntılar ortadan kalkacaktır. Belde belediyemizin bir kısmı personeli, geliri, imkânı olmayan kâğıt üzerinde belediyedir. Hizmet götürememektedirler. Belediye var, ama hizmet yok. Personel maaşı ödeyemeyen birçok belde belediyemiz var. Bu ülke üzerinde, vatandaşın sırtında böyle bir külfete kimsenin hakkı yoktur. Köyler mahalleye nasıl dönüşecek? Köylerin mahalleye dönüşmesi en isabetli hususlardan birisidir. Çünkü aslında köy muhtarlığı zaten imkânı olan bir birim değildir. Bu şekilde köy muhtarlığı mahalle muhtarlığına dönüşmüş olacaktır. Kaybetmeyecek, tersine büyüyecektir. Bu şekilde köylerin daha fazla hizmet alacağı açıktır. Ayrıca, artık köydeki vatandaş hizmetin hesabını sorabilecektir. Kaldı ki, böylece yatırım için de kanun mecburiyet getirmiştir. Ayrıca köylünün hakkı korunduğu gibi imar imkânı ile sorunu da çözülmüş olacaktır. Köyde araziler, tarlalar arsa olacağı için köyler değer kazanacak, köylü zenginleşecektir. Bu kanunda amacımız; aynı nitelikteki hizmetlerin tek bir elden yürütülmesini, ilin ve ilçelerin imkan, kaynak ve aklını birleştirecek hizmetlerin daha etkin sunulmasını sağlamak, yerel hizmetlerin tamamının seçilmiş organlar eliyle gerçekleşmesi yoluyla yerel demokrasinin güçlenmesine katkıda bulunmaktır.