Mustafa Bak “Bu Kanun Turizm Ve Kültür Şehri Dediğimiz Trabzon'a Yapılan En Büyük İhanettir”

Resmî Gazete ‘de yer alan kararda, "Ekli listede adları belirtilen alanların 'yayla alanı' olarak ilan edilmelerine ilişkin aynı listede tarih ve sayıları yazılı Bakanlar Kurulu kararlarında yer alan hükümlerin yürürlükten kaldırılmasına, 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17'nci maddesi gereğinde karar verilmiştir" denildi.

Söz konusu 17. madde bölgenin imara açılabilmesini öngörüyor. Ayrıca Araklı Pazarcık Yaylası Turizm Merkezi ve Trabzon Araklı Yeşilyurt Yılantaş Yaylası Turizm Merkezi ‘turizm merkezi’ statüsü iptal edildi. Yapılan bu değişiklikler ise yaylaların imara açılacağı endişelerini de beraberinde getirdi.

Konuyla İlgili Basın Açıklaması Yapan CHP Akçaabat İlçe Başkanı Mustafa Bak Şunları Söyledi:

“30 Ocak 2021 tarih ve 31380 Sayılı Resmî Gazete ile yürürlüğe giren Akçaabat Hıdırnebi-1 Sertkaya ve Akçaabat Hıdırnebi-2 Kuruçam yaylaları 6831 Sayılı Orman Kanunun 17.maddesine göre "Yayla" alanından çıkarılmış ve yine Araklı-Pazarcık Yaylası ile Araklı -Yeşilyurt Yılantaş yaylalarının da 2634 Sayılı Turizmi Teşvik Kanunun 3.maddesine göre Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgeleri statüsünden çıkarılmıştır.

Öncelikle altını çizerek belirtmek gerekir ki yürürlüğe giren bu kanunla yaylalarımız Trabzon Büyükşehir Belediyesine devredilmiş ve İmara açılması için önünde hiçbir engel kalmamış demektir. Dünyaca ünlü eşsiz doğal güzelliği ve Trabzon için en önemli Turizm merkezleri olan bu yaylalarımızın statülerinin değiştirilmesi açıkçası her türlü Talan'a açık hale getirilmesi demektir. Daha önce de Samsun'dan Hopa'ya kadar olan yaylaların birbirine geniş yollarla bağlanması ve bu yollar üzerinde Turizm Yatırımları yapılması için planlanan Yeşil Yol Projesi ile asıl niyetin ne olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Bu kanunla Yüzyıllar boyu bu yaylalarda yaşayan ve geçimini hayvancılıkla sağlayan halkımızın haklarının elinden alınması demektir. Yerli ve yabancı turistler için dinlenme ve mesire alanı olan tek nefes alabildiğimiz bu yaylaların yok olması demektir. Büyükşehir Belediye Kanunlarına tabi olmak, ek izin ve vergiler demektir. En kötüsü de bu kanunla yaylaların altın ve maden ocaklarına dönüştürülmesi mi amaçlanmaktadır.

Bu kadar ciddi riskler taşıyan bu kanunun yürürlüğe koyulması Turizm ve Kültür Şehri dediğimiz Trabzon'a yapılan en büyük ihanettir. Çok değil 5-10 yıl sonra bu güzelliğe sadece resimlere bakarak ah çekmek istemiyoruz. Tüm Trabzon halkını, STK'larını Meslek Odalarını, Siyasi Partileri bu işi siyasi rant olarak görmeden, yaylalarımıza sahip çıkmaya davet ediyorum.”