Müslümanları camiye sokmamaya gelenleri de öldürmeye başladı. Bu ne ilk ne de son olacaktır. Bu durum yaklaşık elli yıldan beri böyle. 1950’li yıllarda İsrail nüfus olarak bir milyon iken ve metrekare olarak üç beş metre kare iken bugün gelinen noktada İsrail Filistin’in hemen hemen hepsinde söz sahibi olarak kendini görmektedir. Bu sahiplenme ayrıca onların bozulmuş kutsal kitaplarından da gelmektedir. Çünkü onların kutsal kitapları Tevrat’ta Yahudiler yeryüzünün efendileri ve özellikle Müslümanlar onların kullarıdırlar. Efendiler kulları üzerinde her türlü tasarrufta bulunmakta herhangi bir beis yoktur. İster öldürür ister de sakat bırakır.
Yazımın burasında samimi Hıristiyan ve Yahudilerin hakkında da hayır murat etmekten başka bir şey bilmem. Ülkemizde herhangi bir baskıya maruz kalmadan dinlerini yaşamalarında herhangi bir beis yoktur. Bizlerin sorunlu olan kesimler bu insanların azgınlarıyla. Yani bu azgınlara göre onlardan başka yeryüzünde kimse olmayacak onlar dünyayı parselleyip mutlu mesut yaşayacak. Ayak bağı olanlar için ise ölüm. Bakınız şu an dünyada sadece İslam ülkelerinde kan ve göz yaşı hakimdir. Yeryüzünde bir tane Hıristiyan ve Yahudi ölmezken biz Müslümanlardan yüzlercesi vatanlarının bağrına düşüp şehit olmaktadır. İşte Türkiye, işte Filistin ve Irak vb. gibi …
Diğer İslam ülkelerinin çoğunun olmak üzere Filistin’inde tapusu bizlerin üzerinedir. Filistin bize aittir. Bundan dolayı ne zaman Filistin’de İsrail bir zulüm yapsa başkaca değil sadece bizlerden yüksekçe ses çıkar. Bizler sokaklarımızda İsrail’i protesto yaparız. Diğer İslam ülkeleri göbekten Amerika, Avrupa ve İsrail’e bağlı olduklarından onlardan herhangi bir ses çıkmaz. Bırakın ses çıkmasını herhangi bir mesajda duymazsınız.
Geçen ay İsrail’in Mescidi Aksa işgalini devletimizin en üstünden yani Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından yüksek olmak üzere protesto edildi ve en kısa bir sürede bu işgalin kaldırılması istendi. Bu çıkıştan daha az ses getirmeyen Saadet Partimizin İstanbul Yenikapı mitingi geldi. Saadet Partimiz milyonları bir araya getirerek Kudüs’ün davamız olduğunu tüm dünyaya haykırmışlardır. Yazımın burasında şunu da açık olarak yazmak isterim ki Saadet Partimiz bu ülkenin dinamosudur. Saadet Partimiz her ne kadar yüzde sıfırlarda olsa bile bu partimizin icraatları tüm işgalci ülkeleri tarafından sessizce ama endişeli olarak takip edilmektedir. Bundan dolayı bu partimizin varlığı ve icraatlarından son derece memnuniyet duymaktayız. Rabbim rahmetli Erbakan Hocamızdan razı olsun.
İşgalci İsrail bir gün yok olacaktır. Bu belki yarın belki de yarından da daha yakındır. Evet bugün bizler Allah’ın arzu ettiği bir hayat yaşayıp işgalcilere karşı bir rahmani duruş sergileyemiyoruz ama günün birinde bu necip milletin üzerinde ki oyunlara dur denilecek ve işte o zaman tüm işgalci unsurlar ne olduğunu anlamadan batıp gideceklerdir. Çünkü Kuranı literatürde bir ülke müşrik olarak gidebilir ama zalim olarak gitmesi mümkün değildir.
Kudüs davamızdır…