BASIN AÇIKLAMASI
SÖZDE DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ, ÖZERK KÜRDİSTAN’A YEŞİL IŞIK YAKMAKTIR
Sözde demokrasi paketi, İmralı-Kandil-AKP üçgeninde yapılan pazarlıklar ve varılan anlaşmanın bir ürünüdür.
Pakette başörtüsü serbestliği hariç neredeyse bütün maddeler İmralı ve Kandil’in taleplerinin karşılanmasından ibarettir.
Paket’le Özerk Kürdistan’ın yolu açılmış, İmralı ve Kandil’in taleplerinin bir bölümü karşılanmış, devamı da vaad edilmiştir.
SÖZDE DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ, ÖZDE TÜRKLÜĞÜN İDAM FERMANIDIR
Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı sözde Demokratikleşme Paketi, içerik, yöntem ve niyet itibariyle Türklüğün idam fermanıdır.
Türkiye’de açıklanacak bir demokratikleşme paketinin öncelikli muhatabı Türk milleti olmalıdır.
Paketi açıklarken bir kere bile Türk milleti ibaresi kullanmayan Başbakan esas niyetini de ortaya koymuştur.
Sayın Başbakan paketi açıklarken 2 bin 150’yi aşkın kelime kullanmış, ancak 1 kere bile Türk milleti dememiştir.
AKP’NİN VİZYONUNDA TÜRKLÜĞE YER YOKTUR
Konuşmasının bir yerinde dili sürçüp “Türk vizyonu” diyen Başbakan, onu da alelacele “Türkiye vizyonu” olarak düzeltme gereği duymuştur.
Başbakan burada bilinçaltını ifade etmiş, AKP’nin vizyonunda Türklüğe yer olmadığını açıkça ortaya koymuştur.
Türk’ün diline, kültürüne, kimliğine ve bütün değer yargılarına darbe vuran, bir paketin Türk milletine yarar sağlaması asla söz konusu değildir.
Kaynaşmayı temin eden milli kültür yerine, ayrışmayı ve etnik ayrılıkları körükleyen maddeler içeren bir paketten asla hayır gelmeyecektir.
Sayın Başbakan, kaldıracakları andımızın hangi kelimesine, satırına ve cümlesine karşı olduklarını da Türk milletine açıklamalıdırlar.
Anlaşılıyor ki; “Ne Mutlu Türküm Diyene” anlayışını Türk milletinin hafızasından ve kimliğinden silmek için AKP-BDP ve PKK anlaşmıştır.
DİL, KÜLTÜR VE ETNİK KÖKENLER BÖLÜNEREK, BİRLEŞME SAĞLANAMAZ
Türk milletinin birliği; çok dilli, çok kültürlü, çok etnik yapılı ve çok mezhepli bir sözde demokratikleşme paketiyle temin edilemez.
Bu paket olsa olsa Türk milletini bölmeye, çözmeye ve parçalamaya hizmet edecektir.
Dil, kültür ve etnik kökenler bölünerek, birleşme sağlanamaz
Türk çocuklarının dilinden andımızı almak, Türk Alfabesi’ni tahrif etmek olsa olsa Türk düşmanlarının arzularına hizmet edecektir.
Özetle açıklanan bu sözde demokrasi paketiyle Türk milleti gerçeği; dil, mezhep ve etnik temelde darmadağın edilmek istenmektedir.
Öyle anlaşılıyor ki; Türklüğün idam fermanı demokrasi paketi diye sunulmuştur.
PAKET KANDİL-İMRALI-AKP PAZARLIĞINI YANSITMAKTADIR
Paketteki Siyasi Partiler ve Seçim Kanunları ile ilgili düzenlemeler, PKK ve BDP taleplerini yasalaştırma niyetinden başka bir şey değildir.
Dar bölge sistemi hem etnik partileri ve dolayısıyla bölünmeyi teşvik etmek, hem de seçilmiş diktatörlük heveslerini tatmin etmek için getirilmiştir.
Dar bölge sisteminde bir seçim çevresinde %15-20 ve hatta % 25 oranında oy aldığı halde hiçbir milletvekili çıkaramayan partiler olacaktır.
Öte yandan dar bölge sistemi; sadece %1 daha fazla oy aldığı için bütün milletvekillerini bir partinin çıkarmasına yol açacaktır.
AKP-BDP ve PKK’nın siyasi çıkarlarına hizmet eden dar bölge sistemi, Türk milletine demokratikleşme hamlesi olarak sunulmaktadır.
BU GİDİŞİN SONU SEÇİLMİŞ DİKTATÖRLÜKTÜR
Dar bölge ya da daraltılmış bölge sistemiyle oylarını belli bölgelerde yoğunlaştıran BDP’nin önü sonuna kadar açılmaktadır.
Buna mukabil ülkenin diğer yerlerinde hatırı sayılır oranda oy alan partilerin daha az milletvekili çıkarmasını sağlayacak bir sistem hayata geçirilmek istenmektedir.
Bu sistem aslında 1 oy fazla alanın haksız yere milletvekillerinin çoğunu kazanmasını sağlayan, adaletsiz ve antidemokratik bir sistemdir.
Daraltılmış veya dar bölge sistemi, Türk milletinin cevher-i aslisi olan MHP ve Ülkücü Hareket’i etkisizleştirmek ve engellemek amacıyla getirilmektedir.
AKP ve Sayın Başbakan bu sistemle, “seçilmiş diktatörlük” niyet ve hevesini de açıkça ortaya koymuştur. Bu gidişin sonu “seçilmiş diktatörlüktür.”
BAŞÖRTÜSÜ SERBESTLİĞİ’NİN BÖLÜNME PAKETİNDE NE İŞİ VAR
AKP ve Sayın Başbakan’ın dini değer ve sembolleri istismar etmede sınır tanımadığını ortaya koyan önemli bir örnek de başörtüsü meselesidir.
Sayın Başbakan kamuda başörtüsü serbestliğini getirmiş bu bölünme paketinin içine koymuştur.
Hesaba göre pakete karşı çıkanlar, başörtüsüne de güya karşı çıkmış olacaklardır.
Özerklik, bölünme ve çözülmeye giden yol, başörtüsü serbestliği ile Türk milletinin gözü boyanmak istenmektedir.
TÜRK MİLLETİ ZEHİRLİ PAKETE KANMAYACAK VE İNANMAYACAKTIR
Bu paket de daha öncekiler gibi “zehirle-şekerin” bir arada sunulduğu AKP’nin torba paketlerinin tipik bir örneğidir.
Türk milleti bu zehirli pakete asla kanmayacak ve inanmayacaktır.
Türk milletinin değerlerini tahrip ederek,sadece İslam kardeşliği ile huzuru tesis edeceklerini zannedenler tarihi bir yanılgı içindedirler.
Türk milletini oluşturan unsurlar zaten İslam kardeşliğini sonuna kadar yaşamaktadırlar.
AKP iktidarının siyasal İslam Kardeşliği tezinin İslam coğrafyasına sadece zulüm, kan ve gözyaşı getirdiği açıktır.
TÜRK MİLLETİNE KÖTÜLÜK ETMEK, İSLAM’A KÖTÜLÜK ETMEKTİR
İslam Kardeşliği diye diye Müslümanların canına okunduğu; Suriye, Irak, Mısır ve Libya örnekleri ile açıkça ortadadır.
Türk milletini ortadan kaldırarak, İslam kardeşliğinin tesis edeceklerini zannedenler, en büyük kötülüğü İslam’a yapmaktadırlar.
Batı Trakya’daki ve Balkanlardaki Türkler, “Müslüman azınlık” diye diye bütün dünyanın gözü önünde yok edilme noktasına gelmiştir.
Ataları hadislerle övülen ve tarih boyunca İslam’a bayraktarlık yapan Türk milletine kötülük etmek, esasında İslam’a kötülük etmektir.
PAKETTE ÇÖZÜM DEĞİL; ÇÖZÜLME, AYRIŞMA VE BÖLÜNME VARDIR
Bu pakette, birlik yoktur, ortak değer yargılarına vurgu yoktur, kaynaşma yoktur, gelecekte de bir ve beraber yaşama iradesi yoktur.
Tam tersine; bu pakette bağlanma değil çözülme vardır, farklılıkların kutsanması vardır, ayrışma vardır.
Dilini bölerek, kültürünü bölerek, inancını bölerek ve coğrafyasını bölerek toprak bütünlüğünü sağlayan hiç bir devlet yoktur.
Devletin içinde devlete ve bayrağın yanında bayrağa yeşil ışık yakarak birliğini muhafaza eden ve hayatta kalan bir millet yoktur.
Paketle;dilden-kültüre, coğrafyadan-vatana, boydan-millete uzanan bin yılların birikimi, ayrışma ve parçalanmanın eşiğine getirilmektedir.
HERKESİ FİŞLEYEN AKP’NİN ARTIK HÜKÜMET KOMİSERİNE İHTİYACI KALMAMIŞTIR
Takım taraftarlarından-sanatçılara kadar takip, izleme ve fişleme yapan AKP’nin artık hükümet komiserine ihtiyacı kalmamıştır.
Kendisine muhalefet eden basın, işadamı, sanatçı, sporcu vb herkesin kişisel verilerini ifşa edenlerin paketine güven olmayacaktır.
Siyasette sınır aşan mezhep ayrımcılığı yapanların, Hacı Bektaşi Veli’nin ismi üzerinden veballerini affettirmeleri mümkün değildir.
AKP’NİN YAPTIĞI ÇÖZÜM ORTAĞININ EYLEMLERİNE YASAL KILIF HAZIRLAMAKTIR
Pakette yer alan eşbaşkanlık, köy isimlerinin değiştirilmesi, başka dillerde propaganda konuları gerçekten ilginçtir.
Eşbaşkanlık, isim değiştirme ve Kürtçe propaganda düzenlemeleri için AKP hükümetine “öğleden sonra günaydın” demek gerekir.
Çünkü AKP ve BDP tarafından yıllar önce ikinci dil denilmiş ve tabelalar bölünmüştür.
Eşbaşkanlık ve Kürtçe propagandayı ise AKP’nin çözüm ortağı BDP yıllardır uygulamaktadır.
AKP’nin şimdi yaptığı olsa olsa fiili duruma yasal kılıf hazırlamak; yani “çözüm ortağına” “çözüm” sunmaktır.
“BAŞKA DİL VAR DİYENİN, BAŞKA BİR EMELİ VAR…”
Klavye özgürlüğü diye hafife alarak Türk Alfabesi’ni tahrif edenler, millet ve tarih önünde elbet hesap vereceklerdir.
Çok dil kutsayıcılarına Ziya Gökalp’çe cevap veriyoruz: “Türklerin bir ili var, Ve yalnız bir dili var, Başka dil var diyenin, Başka bir emeli var.”
İnadına haykırıyoruz: “Türkçe benim ses bayrağım, Kökümden bu güne bağım, Can yoldaşım, dert ortağım, Türk’üz Türkçe konuşuruz.”
Gökalp 100 yıl öncesinden bu günlere sesleniyor:“Türklüğün vicdânı bir, Dîni bir, vatanı bir; Fakat hepsi ayrılır, Olmazsa lisânı bir.
Türkçe’den başka dillerin özel okulların eğitim dili olması böylece Türkçe’nin zayıflatılması, elbette ki Türk milletini de zayıflatacaktır.
Türkçe’den başka dillerde seçim ve önseçim propagandası yapılmasının önü açılarak, bölücülüğe pirim verilmektedir.
MHP; “VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN” DEMEYE DEVAM EDECEKTİR
MHP ve Ülkücü Hareket, bütün ayrıştırma planlarına inat, bütün cephelerde vatan ve millet savunmasını aralıksız sürdürecektir.
MHP ve Ülkücü Hareket, çocuklarımızın dilinden ve yüreğinden sökülmek istenen milli sevdaya sahip çıkacak ve sonsuza dek “varlığım Türk varlığına armağan olsun” diyecektir.
MHP ve Ülkücü Hareket, Türk çocuklarına, Türk gençlerine ve kadınıyla erkeğiyle bütün Türk milletine “andınız, andımızdır” diyecektir.
MHP ve Ülkücü Hareket, Türklüğün, adını verdiği coğrafyadan tasfiye edilmesine seyirci kalmayacak, AKP’nin dersini sandıkta verecektir.