Kıymetli dava kardeşlerim
Malumunuz, Türkiye’miz uzun yıllardır teröre mahkûm edildi. Bir yandan canlar yandı, ocaklar söndü, analar ağladı; bir yandan da batılı sahte dostlarımız terör kartını bize karşı bir koz olarak kullandı. Terör örgütü PKK ile görüşüldü mü görüşülüyor mu polemikleri arasında başlatılan süreçte yeni bir aşamaya gelindi.
PKK ile çözüm mutabakatıyla çekilme süreci başlarken “ya sonrası”na dair endişeler yerini koruyor. İktidarın terörü kökten çözecek İslami çözümlere gözünü kapaması ise bu endişeleri derinleştiriyor. Oysa ki Türkler ve Kürtler emperyalizme karşı her zaman beraber mücadele etmiştik. Nitekim İstiklal Savaşını da hep beraber omuz omuza vermedik mi? Şu hususun altını çizmek istiyorum ki:
TERÖR SORUNUNUN İSLAM REFERANS ALINMAZSA; SÜREÇ, TÜRKİYEYİ ÇÖZÜM SÜRECİNDEN ÇÖZÜLME SÜRECİNE GÖTÜRÜR. ZİRA TERÖR DEVLET DİNDEN UZAKLAŞTIKÇA ARTARAK DEVAM ETMİŞTİR.
Henüz gerçek çözüme dair adımlar atılmamışken şu soruları da sormadan edemedim:
1) Bugüne kadar terörü ve teröristleri destekleyen ve devamını sağlayan ABD, Avrupa ülkeleri ve İsrail neden aniden “U” dönüşü yaptı?
2) Avrupa’nın bir yandan terör örgütü olarak nitelediği PKK’nın diğer yandan Avrupa’da faaliyet göstermesine göz yumulması ve ardından da örgütü terör örgütü listesinden çıkarması ne anlama geliyor?
3) Bu ülkelerin Türkiye’deki yeni konjektürden ve yeni konseptten ne gibi bir çıkarları vardır?
4) Bu gelişmelerin İsrail’in bölgedeki güvenliği için atılan adımlarla bağlantısı nedir?
5) Çözüm konuşulurken neden kimse İslam’ı konuşmuyor?
6) Mısır, Libya, Suriye derken birkaç gündür Irak’ta da devam eden “MUSUL” merkezli karışıklık neyin habercisi ve bunun süreçle ilgisi var mı?
7) Acaba Türkiye ile Avrupa’nın PKK’ya bakışı ne kadar örtüşüyor? Ne oldu da PKK’yı destekleyen ülkeler bir anda Türkiye sevdalısı oldu?
....
Belki de son günlerin en önemli gelişmesi Avrupa Konseyi’nin PKK için kullanılan “terör örgütü” ifadesini çıkarması oldu. PKK’yı terör örgütü listesinden çıkaran AB, PKK’lı teröristleri “aktivist” olarak tanımladı.
Çekilme sürecinde en belirgin soru işaretlerinden biri de şehitler… Bugüne kadar bu uğurda on binlerce fidan şehit düştü. Elbette bundan sonra şehitler olmasın, çatışma çıkmasın ama bugüne kadar verilen şehitler hangi konumda değerlendirilecek.
Peki, terör sona erdikten sonra bölgeye gerçek manada yatırım yapılacak mı yapılmayacak mı? Bugüne kadar Türkiye’nin gelişmesini istemeyen güçler ne oldu da ellerini Türkiye üzerinden çekti ya da ne olacak da çekecek?
Akil insanlar da diğer mesele… Akil insanların çalışmaları nereye kadar? Akil insanlar ne iş yapar? Akil insanlar varsa halkın seçtiği milletvekilleri ne iş yapar? Akil insanlar millete neyi anlatacaklar? PKK’nın masum olduğunu mu? Köyleri basıp çocuk, yaşlı, kadın demeden katleden bu terör örgütü değil miydi?
Sevgili kardeşlerim
Milli görüşçüler olarak ilk hedefimiz, YAŞANILABİLİR BİR TÜRKİYE’yi kurmaktır. Sonra YENİDEN, BÜYÜK TÜRKİYE’yi KURMAK ve nihayetinde de YENİ BİR DÜNYA’yı KURMAKTIR. Ümmet ve tüm mazlum coğrafyalar Milli Görüşçüleri ve yapacakları çalışmalar öncülüğünde kurulacak ADİL DÜNYA’yı beklemektedir.
ZAFER İNANANLARINDIR ve ZAFER YAKINDIR.
Soner KARAOSMAN