Dünyada fındık sektörünün 128 milyar dolar büyüklüğünde bir ekonomik pazar oluşturduğunu söyleyen Pekşen, “Bu kadar büyük bir pazar payında Türk fındık üreticisinin ve sanayicisinin elde ettiği gelir çok düşük. AKP’nin 15 yıllık iktidarında fındık üreticisi ve sanayicisi yok olma noktasına gelmiştir” diye konuştu. Bu büyüklükteki bir pastaya hükmeden ülkelerin hiçbirinin fındık üreticisi olmadığını savunan Pekşen, Türkiye’nin bu pazarda söz sahibi olabilmesi için fındık sanayinin desteklenmesi gerektiğini ve bunun için acilen bir eylem planı hazırlanması gerek- tiğini söyledi. Şu anda fındığın üretim maliyetinin 9 TL, satış fiyatının da 9 TL olduğunu değinen Pekşen, bu durumun fındık üreticilerini bitirme noktasına getirdiğini kaydetti. Verimli ve kaliteli fındık elde edilmesi için köylerde mutlaka ziraat mühendislerinin istihdam edilmesinin bir zorunluluk olduğunu belirten Pekşen, “Ziraat odalarının mutlaka devlet desteği kapsamına alınması gerekir. Gayri safi milli hasıla üzerinden tarıma ayrılması gereken payın parti yandaşlarına arpalık olarak kullandırılmak yerine, gerçek hak sahiplerine verilmesi büyük önem taşıyor” ifadelerini kullandı.
KARADENİZLİLER İÇİN İHTAR GÜNÜ
Top lantıda gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Pekşen, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ülkenin başbakanı sınırların yol geçen hanına döndüğünü, ülkenin dört bir tarafının teröre peşkeş çekildiğini söylüyor. Çok doğru söylüyor. Bu itiraf aslında ülkeyi 15 yıllık iktidarları boyunca nasıl yönettiklerini göstermektedir. İşte tam da bu nedenle ülkesini teröre peşkeş çeken bir iktidara daha fazla yetki verilmez. AKP 15 yıldır yoksullukla, işsizlikle, Karadeniz’i teslim alan göçle, kansere yol açan içme sularıyla meşgul olmuyor. AKP’nin kamu kaynaklarını yağmalaması, kamu kadrolarının parti yöneticileri ve yakınları tarafından ele geçirilip paylaşılması dışında başka derdi yoktur. Ancak her gün kamuoyuna yansıyan AKP’nin skandalları Karadenizlinin gözlerini açmıştır. 16 Nisan Karadeniz için tarihi bir ihtar gündür. Karadenizli bu sefer başka diyor ve güçlü bir ihtar vermenin zamanı geldiğini görüyor.”