İlçe Başkan Yardımcısı Mustafa Saral’ın sorunların çözülmesini bu yönetimden beklemediğini vurgulayan yazısı şu şekilde oldu:
“Çok şey anlatıyordu aslında bu yerinden düşen ‘L’ harfi.
Aylar önce düşen belediyenin ‘L’sini görüp de yerine takılmasını sağlayamayan, kapılarının önündeki sorunları görmeyip duyarsız kalan yöneticilerin, diğer sorunları görmesini nasıl bekleyebiliriz?
DERDİNE DERMAN OLUNMAYAN ESNAFLARIMIZ
Yerinden edilen ve konteynırlarda sahipsiz bırakılan 40 yıllık esnafımızın, defalarca şikayet edilmesine rağmen sorunlarını görmelerini nasıl bekleyebiliriz?
Vergi mükellefi olan taksicilerimizin alın terinin, korsan taksicilere yedirilmesini nasıl anlayabilirlerdi?
Yağmurda çamurda çocuklarımızı emanet ettiğimiz dolmuş şoförlerinin, “komşu ilçenin lobisi ağır basıyor” diye, ekmek paralarının çalınmasını nasıl görebilirlerdi?
Esnafımızın “yazın çalış, kışın ye” esnafına dönüşmesini, bakkal ve marketlerimizin yok denecek kadar azalmasını ve ilçemizin 3 harfli marketlere teslim edilmesini nasıl görebileceklerdi?
Her yıl yaklaşık 3 milyon turistin ziyaret ettiği Uzungöl’ün kapısı olmamıza rağmen, bu pastadan esnafımızın cebine 10 doların dahi giremeyişini, istihdam yetersizliğinden milyonluk şehirlere göç vermemizi nasıl idrak edebileceklerdi?
Aynı işi yapan kendi personelinin, faklı ücret almasını nasıl görebilirlerdi?
UMURSANMAYAN VATANDAŞLARIMIZ
Nasıl görebilirlerdi kaldırımların, yaya geçitlerinin, cadde ve sokakların işgalini?
Birçok binanın çatı oluklarının dolması nedeniyle hafif yağmurlarda dahi kaldırımlardan yürünmeye engel olduğunu nasıl görebileceklerdi?
Gerek yerli, gerekse ilçemize farklı illerden gelen ve uzun yıllar kalıp evlatları ve torunları buralı olan insanların defnedilebileceği toplu bir mezarlığı nasıl düşünebilirlerdi?
ÜVEY EVLAT İRFANLI MAHALLEMİZ!
Var olan parkları söken ve yeni park sözü verilmesine rağmen yapmayan, parksız bırakılan İrfanlı Mahallemizin çocuklarını, Sanayinin başındaki parka getirmek zorunda kalan aileleri nasıl anlayabilirlerdi?
Yaklaşık 10 bin kişinin yaşadığı İrfanlı Mahallemizde herhangi bir bankamatiğin olmayışının, şehir içi trafiğini ne kadar etkilediğini nasıl hesaplayabilirlerdi?
BAŞIBOŞ BIRAKILAN SAHİLİMİZ
İlçeler arasında en büyük sahil şeridine sahip olmamıza rağmen, viraneye dönen alt geçitleri, her kesimin çıkamayacağı üst geçitleri, ışıklandırması dahi çalışmayan sahil yürüyüş yollarını, nasıl görebilirlerdi?
İLİM VE ALİMİN ADIYLA ÖVÜNÜYORUZ AMA!
Binlerce memur çalışanı olmasına rağmen okul öncesi kreşlerinin yeterli olmayışını…
Devlet okullarında bireysel yeteneği olmasına rağmen, bilime, sanata, edebiyata, teknolojiye adını yazdıracak çocukların heba edilmesini nasıl görebileceklerdi?
Girişinde “İlim ve Alim şehri” yazan Of’un yıllardır bir kütüphaneye sahip olamayışını nasıl görebileceklerdi?
İlçemizde hafızlık eğitimi alan gençlerin sadece iaşe değil, beden ve ruh sağlığı sorununu nasıl göreceklerdi?
Gençlerin sosyal aktivite eksikliğinden dolayı başıboş ve parça bölük oluşuşunu, örfünü, adetini, kendi kültürünü unutarak yozlaşmasını nasıl göreceklerdi?
UNUTULAN MAHALLELERİMİZ
Betonlanmış mahalle yollarının su kanalı sorunlarını, elektrik sorunlarını, içme sularının çamur akmasını veya hiç akmamasını, TİSKİ’nin açıp kapatmadığı kanal sorunlarını, 21. Yüzyıl Türkiye’sinde şehre yakın mahallelerde dahi internet sorunu yaşandığını nasıl görebilirlerdi?
DİKKATE ALINMAYAN BAYANLARIMIZ
Bayanlar için bir lavabo, emzirme ve oturma yerlerinin olmayışını, kadın kooperatiflerini sadece fuar günlerinde hatırlayıp, makam sahibi misafirleri gittikten sonra hatırlanmama sorununu nasıl göreceklerdi?
TEMİZLİK İMANDAN DEĞİL Mİ?
Özellikle Pazar Sokağının üstünkörü temizlenmesini, mahalledeki çöp konteynırlarının günlerce dolu ve taşmış bırakılmasını, yetersiz temizlik işçisi nedeniyle gerektiği gibi temizlenmeyen merkez sokaklarımızı neden düşünsünler ki?
“Pazarcıları memnun edeyim!” diye pazar kurulan sokaktaki esnafları hiçe saymalarını, kurulduğu günde adeta kapılarına kilit vurulmasını, pazar kalktıktan sonra doğru dürüst temizlenmediği için mazgalların dolmasını ve suları geri vermesini, kalan çöplerden dolayı sineklerden kurtulamayan cadde vatandaşlarını nasıl düşünebilirlerdi ki?
Sırf görüntü değişikliği için büyük masraflar yaparak kaldırdıkları parkelerin yerine koydukları kesme taşların arasındaki çöp ve yoğun olan sigara izmaritlerinin olumsuzluğunu nasıl görebileceklerdi ki?
SAĞLIĞIMIZI NASIL DÜŞÜNECEKLER?
Binası ve teçhizatı tamamlanmasına rağmen, Devlet Hastanemizin çoğu bölümünde doktor olmayışını, doğru dürüst randevu verilemeyişini nasıl göreceklerdi?
HES’lerden dolayı kurutulan ve balçığa dönüşerek bulaşıcı hastalık yayan derelerimizi, bırakılması gerektiğinden daha az su bırakılmasının, balıkları ve doğayı etkilediğini nasıl göreceklerdi?
Sahildeki plajların çöp yığınına dönmesini, sokakların toza dumana karışmış hallerini, lodos estiğinde binaların içlerine dahi yayılan lağım kokularını nasıl görebileceklerdi?
SPORU ÇIKARSIZ GÖRMEMELERİ!
Ofspor’umuzun sahipsiz bırakılmasını, gençlerimizin spor aktivitelerine ücretsiz ulaşabilmesini sağlamalarını nasıl düşünebiliriz?
BEKLEMEMİZ HATAYDI!
Aynı kubbe altında ve aynı safta namaz kılıyor olmamıza rağmen makamları, koltukları uğruna bizleri hain ilan etmekte bir beis görmeyen yöneticilere karşı işimiz zor!
Sayın Cumhurbaşkanımızın ceketi ile alınan seçimlerde, halkına ve esnafına bir ‘günaydın’ı, ‘hayırlı işler’ demeyi çok gören yöneticilerin, bütün bu saydığımız sorunları görüp çözümler üretmesini beklemek başlı başına bir hataydı aslında!
Evet, işimiz zor, yolumuz uzun…
Ama en azından nereden başlayacağımızı biliyoruz…
Belediyenin ‘L’ sinden!
Yüce Rabbimiz muhtarlarımıza ve vatandaşlarımıza sabır versin.”