Sebat Haber | 'Haber Sizsiniz'
Son Dakika
YUKARI HAVZALARDA DSİ’NİN BENTLERİNDEN GEÇİT YOK! KIZILAY ÖĞRENCİLERİ KIZILAY HAFTASINDA BİLİNÇLENDİRİYOR BELEDİYE MECLİSİNDE SEÇİM YAPILDI İnsan Kaynakları Kariyer Kongresi ve Fuarı, İnsan Kaynakları Sektörünü Buluşturdu AKÇAABAT BELEDİYESİ’NDEN MİNİKLERE KÜLTÜR YOLCULUĞU LÖSEV’DEN TRAZBON’DA FARKINDALIK YÜRÜYÜŞÜ ORTAHİSAR BELEDİYESİ’NDEN ANLAMLI DAYANIŞMA ETKİNLİKLERİ Arslan Bulut Ne Yazdı! BELEDİYEDEN DUYURU BAŞKAN KARA'DAN AKÇAABAT ESNAF VE SANATKARLAR ODASINA ZİYARET ORTAHİSAR BELEDİYESİ PERSONELİNE PROMOSYON MÜJDESİ Yomra’da Yol Çalışmaları Hız Kesmiyor 100. Yıl İlkokulu Diyabet ve Beslenme Günü Bilgilendirme Programı CHP Ortahisar İlçe Başkanı Haluk Batmaz,dan Dikkat Çeken Açıklama Trabzon Büyükşehir Belediyesi 2. Kitap Günleri yakında başlıyor. Mustafa Bak’tan TÜİK Açıklaması Başkan Kara ilçelerdeki esnafın sorunlarını dinliyor Arsin Kaymakamı Şule Demirtaş’a Hayırlı Olsun Ziyareti BAKAN URALOĞLU AKÇAABAT HEYETİYLE 24 SAAT ESNAFIMIZIN YANINDAYIM
BELEDİYE MECLİSİNDE SEÇİM YAPILDI
BELEDİYE MECLİSİNDE SEÇİM YAPILDI
 
24 SAAT ESNAFIMIZIN YANINDAYIM
24 SAAT ESNAFIMIZIN YANINDAYIM
 
ORGAN BAĞIŞININ ÖNEMİ ANLATILIYOR
ORGAN BAĞIŞININ ÖNEMİ ANLATILIYOR
ALİ AKÇA EĞİTİM ÜZERİNE YAZDI
 

ALİ AKÇA EĞİTİM ÜZERİNE YAZDI

EĞİTİM SİSTEMİMİZE DAİR ÇALIŞMAMIZ…

8 Şubat 2022 Salı 19:28
Yazdır

Genel Değerlendirme ve Öneriler Eğitim, bireyi ve toplumu eğme, değiştirme, sayısal veri oluşturma telaşıyla değil,diriltme, yüceltme, güçlendirme, kültürleme sancılarına hizmet eden bir yaklaşımla ele alınmalıdır.

Bu sebeple eğitim, toplumumuzun en başat öğesi olmalı, ancak en çok örselenen yapısı olmamalıdır.

 

Eğitim sistemleri ile oynanmamalı, kurulan sistem bir öğrenci için öğrenim hayatı boyunca devam etmeli, ( Anaokulu-İlkokul-Ortaokul ve Ortaöğretim) en az 12 yıl uygulanmalı, bu özellik tüm paydaşlarca kanıksanmalı ve kabul edilmelidir.

Elbette ki süreç içinde yaşanan teknik aksaklıklara ivedilikle müdahale edilebilecek esneklik de sağlanmalıdır. Bu yüzdende çok meşakkatli çalışmalar sonucunda ve tüm eğitim paydaşlarının onayıyla, ülke ve dünya gerçekleri de dikkate alınarak bir yapı oluşturulmalıdır.

En önemlisi tüm toplumun özellik ve değerlerini taşıyan eğitim sürecimiz siyasi müdahalelere artık kurban edilmemelidir.

 

Anaokulları ve Anasınıflarının güçlendirilmesi, anaokulu ve anasınıfı öğrencilerinin kırsal bölgelerimizde taşıma ve eğitime ulaşma sorunlarının mutlaka giderilmesi artık bir zorunluluktur. Anaokullarında dini eğitim yerine değerler ve tutumlar pedagojik yaklaşımlarla hissettirme yöntemleriyle verilmelidir. Birlikte yapabilme, birlikte paylaşabilme ve birlikte güçlü olma değerleri sürekli vurgulanmalıdır. Eğitime eşit şartlarla ulaşmada bölgesel farklılıklar dikkate alınmalı dezavantajlı ailelerin çocuklarına özellikle de kız çocuklarına pozitif ayrımcılık uygulanmalıdır. Kırsal alanlar ile geri kalmış bölgelerin kaliteli eğitime ulaşma şartları kolaylaştırılmalı, öğrencilerin tarım işçiliğinden kurtarılması sağlanmalıdır.

Sağlanamadığı takdirde ölçme değerlendirme faaliyetlerinde toplumsal eşitlikten söz etmek mümkün olmayacağı bilinmelidir.

Ortaokulda okuyan öğrencilerimizin dersleriyle ilgili okul içi sınavlarla birlikte düzenli olma ve disiplinli hareket edebilme tutum ve değerleri de puanlamaya tabi tutulmalıdır.

Ortaokul ve liselerde sınıf geçişleri zorlaştırılmalıdır, sınıfta kalma geri getirilmelidir. Liselerde öğrencilerin sosyo-ekonomik, psikolojik ve zihinsel gelişimleri çok yakından takip edilmeli özellikle sorunlu çocuklar ve dezavantajlı aileler için belediyelerde oluşturulacak "Belediye Bölge Eğitim Kurulları"ndan ekonomik ve psikolojik destek alınmalıdır. Belediyelerce oluşturulacak Eğitim Kurulları okulların ve öğrencilerin ihtiyaçları için kurulmalı siyasete kurban edilmeyecek özerklikte olmalıdır.

 

Liselerle, Üniversiteler, Emniyet, Askeri kurumlar, özel işletmeler arasında sıkı ilişkiler kurulmalı öğrencilerin düzensizlik ve disiplin suçları üst kurumlara devamda caydırıcı ölçüde etkili olmalıdır. Tüm öğrenim hayatı boyunca öğrenciler için örnek davranış ve disiplin suçları Veri Tabanı Sistemi oluşturulmalı, işlevselleştirilmelidir.

İnternet kullanımı sağlanmalı ancak oyun vb. sitelere girişte GSM operatörleri 2 saat sonrasında kısıtlama getirmelidir.

Ortaöğrenime Geçiş Nasıl Olmalıdır?

Liselere geçişte geçmişte uygulanan ancak uygulamadan kaldırılan TEOG sisteminin başarılı olduğu düşünülmektedir. "TEOG" sistemiyle öğretmen az veya çok puan verdi tartışmaları ortadan kalkmakta, öğrencinin gerçekten temel eğitimi aldığını veya almadığı ölçülebilmekteydi. Çünkü öğretmen kendi anlattığı bilgiyi kendi sorduğu sorularla ölçüyor ve kendi verdiği puanlarla öğrenciye 'başarılısın veya başarısızsın' diyebiliyordu. Ama TEOG bu durumu ortadan kaldıran bir gelişmeydi. TEOG ile hem öğretmen gerçek başarısını ölçüyor hem de öğrenci kendi başarısını görebiliyordu. Eğer yeniden uygulanabilecekse TEOG sadece ortaokul son sınıfta olmamalıdır.

 

7. sınıfta, 6. sınıfta ve 5. sınıfta da uygulanmalıdır 8.Sınıfta sorulan TEOG soruları daha seçici ve zorluk derecesi artırılmalıdır. Sorularda özellik, çeşitlik artırılmalı, her öğrenci seviyesi dikkate alınmalıdır. Sınav, Ortaöğretimde uygulanacak sisteme hazır hale getirilmeli, sonuçlarında çeşitlilik sağlanmalıdır (Sözel,Fen-Matematik,TürkçeMatematik,vb.) Sınavlar iki dönem için planlanmalıdır. (Aralık ve Haziran olabilir)TEOG sonrası görüşülen öğrencilerimizin genelde 1.TEOG sınavını yeterince dikkate almadıkları,konuların azlığından dolayı nasılsa yaparım düşüncesiyle yeterli süre ders çalışmadıklarını tespit edilmiştir.

 

Öğrencilerimizin 1.TEOG sınavını en az ikincisi kadar önemsemeleri, idareci,öğretmen, aile ve özellikle rehber öğretmenlerimizin sürekli uyarıcı ve hatırlatıcı rehberlik yapmalarının önemli olduğunu Rehber Öğretmeni olmayan okullarımız için İ.M.E. M’zce görevlendirme yapılmasının zorunluluk olduğu bilinmelidir.

Ortaöğretim Nasıl Planlanmalıdır?

Temel eğitimden sonra bütün liseler “Akademik Meslek Liseleri” şeklinde olmalıdır.

 

Yani Sağlık Bilimleri Meslek Lisesi, İletişim ve Ticaret Meslek Lisesi, Hukuk(Adalet) Meslek Lisesi, Güzel Sanatlar, Tiyatro ve Konservatuar Lisesi, Spor ve Yetenek Liseleri, MühendislikMimarlık Meslek Lisesi vb. Ayrıca her ilde ve çok büyük ilçelerde en az bir tane Bilim ve Teknoloji Lisesi kurulmalıdır. Çoğulcu okul türleri olarak da isimlendirebileceğimiz bu sistemde okulların donanımı ve insan kaynakları da tam olmalıdır. İnsan kaynakları siyasî mülahazalara kurban edilmemelidir. En önemlisi bu düzenlemeyi gerçekleştirirken Anadolu Liseleri kaldırılmalı, Fen Liseleri çok minimize edilmelidir. Fen Liseleri Fen Edebiyat Fakültelerinin güçlendirilmesi için kullanılmalıdır. Hizmet sektörü için alanlarına göre yeni liseler açılmalıdır. Böylece ortaokuldan sonra öğrenciler hangi branşa yeteneği varsa o branşı okumalı, doktor-hemşire vb. olmak isteyen Sağlık Bilimleri Meslek Lisesine, mühendis olmak isteyen Mimarlık-Mühendislik Meslek Lisesine gitmelidir. Okulların isimleri yeni bir motivasyon oluşturmak için değiştirilebilir. Örneğin Tıbbî Bilimler Lisesi, Teknoloji Liseleri,İletişim-Ticaret-Finans vb. Bu uygulama üniversitelerin istekleri, çağın gerekleri, öğrenci durumlarına göre çeşitlendirilmelidir. Tüm bu uygulamalar yapılırken her öğrenci için yetenek ve isteğe bağlı olmak koşuluyla sanat ve estetik kaygılarda gözetilmeli yetenek havuzları oluşturulmalıdır. Böylece öğrencilerin ruh dünyası da işlevsel hale getirilmelidir.

Bunun için başta belediyeler olmak üzere devlet kurumları ile özel kurumlardan da yararlanılmalıdır.

Bu uygulama müthiş bir paradigmal değişiklik ve bu günkü mevcut meslek liselerinin yapısal dönüşümünü sağlayarak meslek liselerini okuma yazma bilmeyen öğrencilerin okulu olmaktan çıkaracak, bilgi, proje ve ürün üreten kurumlar haline gelmelerini böylece de hak ettikleri önemi yeniden kazanmalarını sağlayacaktır. Sonra liseyi bitiren öğrenciler üniversiteye girerek akademik olarak mesleklerine ve hobilerine devam edeceklerdir. Üniversite giriş sınavlarındaki Ölçme ve Değerlendirme Sistemi de elbette bu dönüşüme uygun hale getirilmeli "sınavlı sistemden" asla taviz verilmemelidir. Liselerde ciddiyeti ve öğretimin gücünü artırmak için 10.sınıfta da merkezi sistemle bir sınav yapılmalıdır.10.sınıfta yapılan sınav belli bir yüzde olarak 12 sınıf üniversite yerleştirme sınavındaki sonuçları etkilemelidir. Yine alan ve okul yönlendirmelerinde 10.sınıfta yapılan sınavın sonuçları etkili olmalıdır.

Üniversite sınavlarında başarısız olanlar, ya da ortaokul ve lise dönemi örgün

öğrenimlerinde süreç dışı kalanlar asla halka dışına itilmemeli "Mesleki Eleman" olarak mesleki gelişimlerine Mesleki Teknik Eğitim Kurumları'nda devam etmeleri sağlanmalıdır.

Ancak bu kurumlarda çağın koşullarına uygun donanıma kavuşturulmalı piyasa gerçekleri ve hayat boyu eğitim ve öğrenme ilkeleri dikkate alınmalıdır. Böylece ülkemizde mesleksiz kimse olmayacaktır. Meslekî Yeterlilik Belgesi önemli hale getirilmeli piyasa işlerinde Meslekî Yeterlilik Belgeleri şart tutulmalıdır.

Yine bu uygulamayla okul sayısı ve meslek liselerinde ders sayısı artacağından yeni atama bekleyen öğretmenler için istihdam alanı oluşacaktır.

Lise öğreniminin bitmesinden sonra da öğrenci yeteneğine uygun bir Üniversiteye yerleştirilmelidir. Ancak bugünkü sistemle bu mümkün değildir. Öğrenciler "yeteneği doğrultusunda eğitim görmeli", ortaokul son sınıfta girecekleri testler ile yetenekleri keşfedilerek kişiliklerine uygun mesleklere yönlendirilmelidirler. Aslında bu çalışmaların öğrenim hayatının her evresinde mümkün olduğu ölçüde yapılması, yol göstericilik açısından oldukça önem arz etmektedir.

Testlerin uygulanmasında ve sonuçlarının değerlendirilmesinde güven, şeffaflık ve inandırıcılık çok önemlidir. Kendilerine uygun meslek alanları seçilen öğrenciler o alanda eğitim görüp bu yeteneklerini geliştirme imkânına kavuşacaklardır. Mesela öğrenci sosyolog olacaksa artık 'integral' konusunu öğrenmesine gerek olmayacaktır.

Uygulamadaki mevcut sistemde; öğrenci mühendis olabilir, sosyolog, işletmeci gibi her şey olabilir diye tüm bilgiler verilmeye çalışılmaktadır. Eğitim sistemimizdeki yanlışlardan bir tanesi de işte burada devreye girmektedir. Çok iyi hukukçu olacak bir öğrenci tıp, çok iyi mimar olacak bir öğrenci işletme okumaktadır. Yani öğrenciler gerek aile baskısı gerekse ekonomik koşulların dayatmasıyla yetenek, becerileri, istekleri doğrultusunda öğrenim görmemektedirler.

Dolayısıyla yeteneği ve hayalleri ile, okuduğu bölüm birbirini desteklemeyince kişi mutlu olamamakta, sürekli arayışlara girişmektedir. Bu sebeple mezun olan birçok kişi mezun olduğu bölüm ile ilgili işi de yapmamakta, yapıyorsa da mutlu olamamaktadır.

Müfredat Uygulamalarına Dair,Mevcut eğitim müfredatı da değiştirilmeli Ulusal ve Milli özelliklerle donatılmalıdır.

Ancak öncelik ve özellikle liselerimizde her hafta 40 saatlik ders verme zorunluluğu esnekleştirilmelidir. 40 saat oldukça fazla olup farklı uygulamalara engel olmaktadır.

Eğer mevcut günlük ders saati sayısı ve müfredat azaltılırsa arta kalan zamanda inovasyon imkânı olacaktır. Böylece, Bilgisayar, Grafik-Web Tasarımı, Eğlenceli Bilim(Deneysel Çalışmalar),

Elektrik – Elektronik ve Robot Eğitimi, Mekatronik, Fotoğrafçılık vb. Sanat Eğitimleri,İngilizce, Ritim ve Müzik, Spor, Zekâ Oyunları, Arkeoloji, Astronomi, Toprak Bilim, Doğa Bilimleri ve Genetik, Dil, Edebiyat ve Yazarlık Çalışmaları, Sinema – TV, Temel Dini Bilimler ( İlahiyat ), Kreatif Düşünme ve Sorun Çözme,Mimarlık, Felsefe, Yaşam Bilimleri,Finansal ve Dijital okuryazarlık vb. duyarlılık ve alanların öğrenimi derslere serpiştirilerek sağlanabilir.

Üzülerek belirtmeliyim ki, okullar farklı bir şey yapacaksa zamana ihtiyacı vardır. Bir

başka engel ise lise son sınıftaki üniversiteye giriş sınavlarıdır. Bu sınavlarda aynı şekilde öğrenci ve öğretmenleri sınırlamaktadır. Mecburen sınavlara yönelik bir çalışma yapmak zorunda kalınmaktadır. Yapılmak istenilenler ise bu sınavlardan arta kalan zamanda yapılmaya çalışılmaktadır..En üzücü olan tüm öğrenilenlerin sadece sınavlarda kullanılmak amacıyla öğrenilmesi olmaktadır..Bu çok can yakıcı bir sorundur .Öğrenciye niye öğreniyorsun? diye

sorulduğunda; öğretmenim konunun sonundaki yada sınavlardaki soruları çözmek için diye açıklama yapmaktadır. Yani öğrenilenler hayata taşınmamaktadır.

 

Öğrencilerimizin yaşam becerilerine Dair Görüş ve Teklifler,Öğrencilerimizin 21.Yy’lın istediği yaşam becerilerinden haberleri yok ve bilgiyi hayatlarında kullanabilmek için transfer de edemiyorlar. Oysa, her öğrenci bağımsız olarak

araştırma yapmayı, yenilikçi fikir üretmeyi, proje uygulamayı, takım çalışmasını, sunum becerilerini, etkili yazma ve konuşmayı öğrenmeli ve bol bol tecrübe etmelidir.

Not verme sistemi ezbere dayalı sınavlarla değil çok boyutlu proje performansına dayalı olarak ölçülmelidir. Buda tüm sürecin takibi açısından zaman gerektirmektedir.

 

Bu yüzden, ezberlenen-unutulan bilgi yığınlarından ve tozlu-hantal-ezberci müfredattan acil olarak kurtulmalıyız. Katma değeri olmayan, uygulamaya dönüşmeyen, işe yaramayan,unutulan bilgiler müfredattan çıkarılmalıdır. Google zaten birkaç saniyede dünyanın bilgisini size sunuyor, bu kadar gereksiz bilgilerle çocukların aklını ambale etmeye gerek de yoktur.

Her öğretmen ve okul kendisine şunu sormalı: “Çocuklarımızı ve gençlerimizi 21. yüzyıla ait kullanabilecekleri altın bilezikleri ve değerli becerileri nasıl kazandırırız? İş dünyasının aradığı mezunları nasıl yetiştiririz? Onların en iyi oldukları alanları nasıl keşfedebiliriz? Onların özel yeteneklerini ve güçlü yönlerini nasıl daha etkili şekilde açığa çıkarabiliriz? Dünya ile rekabet

edecek seviyede bir alanda uzmanlaşan ve mükemmelleşen bireyleri nasıl yetiştiririz?Öğrencilerimiz öğrettiklerimizi mezun olduktan sonra hayatlarında kullanacaklar mı?Sistemdeki Öğretmen ve Yapılabilecekler,Şuandaki eğitimcilerin hepsinin başarılı birer eğitimci olduğunu söyleyemeyiz. Çünkü

onlarda ilgi ve yeteneklerine göre mesleklerini seçmediler. Ama buna rağmen idealist öğretmenlerimiz vardır. Fakat bu idealist öğretmenlerimizle diğer öğretmenleri ayıran bir ayrım olmadığından bu durum idealist öğretmenin motivasyonunu düşürüp sıradanlaşmalarına sebep olabilmektedir. Ama öğretmen, uzman öğretmen, başöğretmen gibi unvanlar, hedefler olsa ve

öğretmenin başarısı da öğrencinin başarısı ile test edilse eğitimci kalitemiz mutlaka yükselir.

Bu uygulamada da okullar için "Durumsallık" yaklaşımı elbette dikkate alınmalıdır. Her okul ve öğretmen kendi şartlarında değerlendirilmedir.

Eğitim Fakülteleri ve Öğretmen Yetiştirme Üzerine Dair Görüşlerim,Eğitim Fakültelerinin yaygınlaşmasının öğretmenlik eğitimi olumsuzluk aratmaktadır.

“Eğitim Üniversitelerinin” kurulması gerekmekte tüm eğitim fakültelerinin kapatılarak öğretmen olacakların “Eğitim-Öğretmen-Üniversitelerinde” yetiştirilmesi gerektiğini bu üniversitenin de en fazla üç tane olması gerektiğini tüm eğitim paydaşlarının (hizmetli, şoför,kantinci, memur vb.) bu üniversitede öğrenim görmeleri ya da sertifika almaları gerektiğini de eklemek isterim.“Öğretmenlerimiz için her ilde profesyonel gelişim ve sürekli öğrenme merkezleri açmalıyız.

Her öğretmen kendi alanında dünyada neler olup bittiğini takip etmeli, mesleki konferanslara,kongrelere, profesyonel gelişim atölyelerine, eğitimlere katılmalıdır. Her öğretmen dersini her dönemde sürekli yenilemeli, farklı ve yenilikçi yöntemler denemelidir. Her öğretmen çocuklara bol bol proje, sunum, ve takım çalışması yaptırmalıdır. Her öğretmen alanında başarılı olmuş kişileri okula derslerine davet etmelidir.Her öğretmen bölgesindeki kurumlarla ve şirketlerle sürekli bağlantı halinde olmalıdır.Her öğretmen dünya çapında en iyi eğitimcileri, uzmanlık sahasını ve EĞİTİM modellerini bir taraftan izlerken, diğer yandan da orijinal eğitim yöntemlerinin ARGE’ sini yapıp sınıfında kullanmalıdır."İki günü eşit olan ziyandadır"

kaidesince düşünme, yenilenme, fikir üretme, proje üretme, sürekli öğrenme ve profesyonel gelişim için bol zaman ayırmalıdır.

Bilim Araştırma Merkezleri açılmalı bu kurumlarda lise, üniversite sanayi, piyasa işbirliği sağlanmalıdır.

Özel Eğitim ve Özel Öğretime Dair görüşlerim.

Hafif düzey engelli bireylerin toplumsallaşma ilkesi gereği akran guruplarıyla aynı ortamlarda olmaları gerekmektedir. Ancak normal akranlarına göre algı, muhakeme ve yapabilme güçleri eksik olacağından daha farklı yaşam becerileriyle donatılmalıdırlar.

Bu amaçla düzeyleri ve isteklerine uygun atölyelerle destekli kurumlarda kısmi zamanlı olmak üzere ayrıca öğretime tabi tutulmalıdırlar. Bu gruplar için Özel Özel Kurumlarından da destek alınabilir.Özel Özel Eğitim Kurumları geliştirici ve destekleyici olmalı öğrenci ve öğrenci ailelerinin sömürülmesine fırsat verilmemelidir. Denetim sürekli sağlanmalıdır.

Eğitimini tamamlayanlar için devlet ve özel kurumlarca istihdam sağlanması için önlemler alınmalıdır.

Orta ve ağır düzeyler için Yaşam Köyleri kurulmalıdır. Her türlü hizmetin verilebileceği bu kurumlar daha çok doğal alanlar, kırsal ve orman alanları tercih edilmelidir.

Aile görüşme günleri planlanmalı engelli bireylerin aileleriyle işbirliği içerisinde ortak uğraşılarda da bulunmaları sağlanmalıdır.

Böylece ailelerin yaşamları kolaylaşacak aynı zamanda ebeveynler çocuklarıyla istedikleri zamanda buluşabileceklerdir.

Özel okullar ile devlet okulları arasında iyi ilişkiler geliştirilmelidir. Devlet okullarındaki yönetici ve öğretmenlerle özel okul yönetici ve öğretmenlerinin yönetim, zümre, teknoloji vb.bilgi görgü ve kullanma becerilerinin de paylaşımı önemli olacaktır.

Bütçeleme Faaliyetlerine Dair.Sistem çalışmalarında Bütçe ve Öğrenci Sayıları mutlaka dikkate alınmalıdır.

Bütçeleme çalışmalarında Merkezi Bütçe ve Yerel Bütçe imkânları kullanılacaktır.

Özellikle Yerel Bütçeler (Belediyeler, Sivil Toplum Örgütleri, Kamu Yararı Gözeten Dernek ve Vakıflar) aktif olarak Eğitim –Öğretim hizmetlerine dâhil edilmelidir. Okulların Cari giderleri; Tamirat, tadilat, boya işleri, sosyal kültürel ve sportif faaliyetler Belediye Bütçelerince karşılanmalıdır.

Okulların Isınma, Temizlik ve Güvenlik harcamaları ihale yöntemi ile Merkezi bütçe ile

karşılanmalıdır. Tüm bu çalışmalara dair planlamalar, eğitim – öğretim çalışmaları başlamadan gerçekleştirilmeli, eğitim faaliyetlerinin aksamasına sebep olacak tüm iç ve dış faktör çok iyi yönetilmelidir.

Ali AKÇA

 

 

Anahtar Kelimeler: EĞİTİM, SİSTEMİMİZE, DAİR, ÇALIŞMAMIZ…
Haber Yorumları
Yorum Ekle
Bu habere henüz yorum yapılmamıştır, ilk yorum yapan siz olun.
 Diğer Haberler
 
Yazarlar
Anket
Namaz Vakitleri
İmsak
05:07
Güneş
06:50
Öğlen
12:16
İkindi
15:00
Akşam
17:20
Yatsı
18:51
Çok Okunanlar
Çok Yorumlananlar
Videogaleri
Fotogaleri
Finans
İMKB 100
77.989
USD ALIŞ
3.0820
USD SATIŞ
3.1020
EURO ALIŞ
3.3900
EURO SATIŞ
3.4150
POUND ALIŞ
3.7580
POUND SATIŞ
3.8210
ALTIN ALIŞ
125.2200
ALTIN SATIŞ
126.3200
Hava Durumu
Havadurumu
Tarihte Bugün
1638 IV. Murat komutasındaki Osmanlı ordusu, Musul'a girdi.
1757 Prusya Kralı II. Friedrich, 7 Yıl Savaşları'nda Fransa'yı, Rosbach'da yendi.
1840 Afganistan, İngilizlere teslim oldu.
1854 İngiliz-Fransız Birleşik Donanması Kırım Savaşı'nda Rus donanmasını yenilgiye uğrattı.
1895 New York Rochester'dan George B. Selden, benzinle çalışan otomobil için ilk ABD patentini aldı.
Lig Puan Durumu
 
TAKIM
O
G
B
M
P
Sayısal Loto
02.11.2019
Tarihli Çekiliş Sonucu
06 - 29 - 31 - 32 - 44 - 45
Şans Topu
30.10.2019
Tarihli Çekiliş Sonucu
01 - 10 - 30 - 32 - 34 - 03
On Numara
04.11.2019
Tarihli Çekiliş Sonucu
01 - 10 - 25 - 27 - 29 - 38 - 39 - 40 - 43 - 47 - 48 - 49 - 50 - 51 - 52 - 62 - 64 - 68 - 74 - 75 - 77 - 78
Süper Loto
31.10.2019
Tarihli Çekiliş Sonucu
06 - 22 - 24 - 28 - 34 - 46
Hakkımızda | Künye | Reklam | İletişim | RSS
Copyright 2010 ©Tüm İçerik Hakları sebathaber.com'a Aittir. Tel:0 462 333 0 444
Yazılım: Haber Sitesi Kur