Türkçemize geçmişten bu yana yerleşen, hatta kökleşen kelimeler vardır.
Bu kelimeler söylendiğinde karşısındaki insana uzun uzadıya bir şeylerin anlatılmasına gerek yoktur.
Hani “Arife tarif gerekmez” cinsten olan kelimelerdir bunlar.
İşte bunlardan bir tanesi de “Dünyanın Çivisi Çıktı” kelimesidir.
Bazen sohbet ortamlarında konuşulur, konuşulur da sonunda ortaya konulan olumsuzluklar için söylenen bir sözdür.
- Ya kardeşim Dünyanın çivisi çıktı. Eskiden böyle şeyler yoktu denir.
Dünyanın Çivisi çıktı; kelimesini hangi zamanlarda kullanırız.
İnsanların birbirlerine karşı saygısız olduğu, ondan, bana ne şundan bana ne canım neme lazım
Birbirlerine ihtiyaçları olduğunda birbirlerinin yardımına koşulmadığı, nemelazımcılığın ayyuka çıktığı, ahlaksızlığın diz boyuna çıktığı durumları ifade etmek için kullanılır.
Evet bu aralar tam da bu konumdayız. İstisnalar hariç bu konumda olmayanları yani nemelazımcı olmayanları, durumdan kendilerine vazife çıkaranları tenzih ediyorum ama toplumun çoğunluğu bu durumdadır.
Bir ülkenin gelişmişlik seviyesinde önemli bir rol alan “Kültür, gelenek ve görenekler, dini ve milli değerler” tarihine sahip çıkması gibi olguların değerlendirilmesi o ülke insanının ne yediğinden ne giydiğinden ne okuduğundan ne izlediğinden yola çıkarak sonuçlandırılır.
Dolayısıyla bugün Türkiye’de en çok okunan kitaplara ve en çok izlenen dizilere, en çok tıklanan internet sitelerine veya en çok izlenen filmlere bakarak bir sonuç elde etmemek de mümkündür.
Bizler her gün televizyonlarda çeşitli entrikalarla senaryoya çevrilmiş diziler veya filimler seyretmekte ve bazı aileler bunları kendilerine örnek almaktadır.
Dini ve milli hiçbir olguyu önemsemeden yapılan bu filimler adeta bize yemek menümüz bu yersen ye kardeşim.
Yemezsen yeme veya bu yemeğe alışacaksın der cinsten olmuş.
Dizilerdeki edepsizlik, ahlaksızlık diz boyu, bir evde iki genç kıza âşık olan delikanlıdan tutunda, gayri meşru çocuğunu yanında hizmetçi gibi büyüten ve daha sonra bu gerçeği öğrenen çocuklar veya ne bileyim evlilik yapan ama çok samimi arkadaşı ile aynı çatı altında yaşamak isteyen gelin hanımlar.
Ya Allah aşkına ne yapılmaya çalışılıyor. Bunlara kim dur diyecek.
Yine ar damarı çatlamış kadın veya erkeklerin yapmış oldukları rezillikler 3 çocuklu anne 4 çocuklu 2 eşli başka birisine kaçması nasıl izah edilebilir.
Sorulduğunda “İmam nikahı ile evlendim” diyorlar. Bu imam nikahı nedir. İmam nikahı diye bir şeyin olmadığının bu insanlara anlatılması lazım.
21nci asırdayız hala daha bu tür safsatalarla beraber yapılan bu tür evlilikler İslam’ı da zedelemektedir. Bu tür olayların bir kanuni müeyyidesi olmalıdır.
Bu ve bunun gibi durumları anlayamıyorum. Artık bu tür dizilerin ve bu tür programlara bir yasak getirilmesi toplumsal ahlakın bir gereği olsa gerek.
Yine burada Rahmetli Erbakan Hocamızın bir sözünü paylaşmak istiyorum.
Şöyle diyor o bilge insan;
“Bir Milletin zenginliği, ürettiği topu, tüfeği veya ekonomik gücü değildir. Bir Milletin zenginliği Yetiştirmiş olduğu Ahlaklı Gençlerdir” diyor Erbakan.
Şimdi hep beraber tüm okuyucularımı bir muhasebeye davet ediyorum. Bu ibretlik durumdan ders almayacak mıyız?
Nereye gidiyor bu toplum. Sakın neme lazım demeyelim veya her koyun kendi bacağından asılır gibi mesnetsiz kelimelere sığınmayalım.
Kokan koyunun kokusu yarın seni de beni de rahatsız eder.
Kızlarımız, oğullarımız daha bu tür dizileri ne kadar daha izleyecek. Biz ailemize ne zaman sahip çıkacağız.
Dini ve Milli bütünlüğü böyle hassasiyeti olan gençler ne zam yetiştireceğiz.
Artık “Dünyanın Çivisi Çıkmadan” Milli eğitim, Diyanet işleri ilgili kuruluşlar RTÜRK her kurum her birey görevini yapsın lütfen.
Köşe Yazısı Yorumları