Sebat Haber | 'Haber Sizsiniz'

Doğu Türkistan'da Yaşanılan Zulüm Trabzon'da Unutulmadı

Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Türkleri’ne Çin tarafından yapılan zulüm Trabzon’da yapılan basın açıklamasıyla kınandı.

Ötüken Dergisi Trabzon Temsilciliği’nin düzenlediği ve KTÜ Tarih Kulübü’nün destek verdiği basın açıklamasında, Türkçü Turancılar Derneği Trabzon Temsilcisi Murat İlerigiden yer aldı.
“Susma haykır, Türk’e zulme hayır” diye sloganların atıldığı basın açıklamasında konuşan Ötüken Dergisi Trabzon Temsilcisi Rasim Topçuoğlu, yaşananlar karşısında Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerinin tavrını da eleştirdi.  
Geçtiğimiz haftalarda Çin’in zulmünden kaçarak Türkiye'ye iltica talebinde bulunan ve aralarında hamile kadın ve çocukların bulunduğu 35 Uygur Türk'ü, 18 gün Atatürk Havalimanı'nda sefalet içerisinde bekletildiğini belirten Topçuoğlu, “Türkiye’ye Vatikan’dan gelenler için dahi vize sorulmazken 35 Uygur Türk’ünün sudan bahanelerle ülkeye girişinde zorluklar yaşatılıp günlerce bekletilmesi bizler için bir utanç kaynağıdır. Oysa Türkiye Cumhuriyeti hükümeti Suriye’den kaçan on binlerce mülteciye kapılarını hiç düşünmeden sonuna dek açmış ve bunu yaparken de vize konusunu sorun etmemiştir. Suriyelilere böyle davranılırken onlar gibi Müslüman olan ve zulümden kaçan Uygur Türklerine karşı yapılan bu çifte standartın nedeni nedir?” dedi.  
Binlerce yıllık Doğu Türkistan coğrafyasının 1 Ekim 1949 tarihinde Çin Halk Cumhuriyeti tarafından işgal edildiğine dikkat çeken Topçuoğlu şöyle konuştu: “Uygurların Türklükleri ve Müslümanlıkları asimilasyona uğratılmış, Çin zulmüne karşı çıkanlar ise tutuklanıp hapishanelerde insanlık dışı işkencelere maruz bırakılmış, vahşice öldürülmüş, kurşuna dizilmiştir. Zulme başkaldıran Uygur Türklerini uluslararası kamuoyu nezdinde terörist olarak ilân eden Kızıl Çin, böylelikle Doğu Türkistan’ı sömürme faaliyetleri için kendisine meşru bir zemin yaratmıştır. 1949 yılından beri Çin tarafından uygulanan soykırıma, tarihi ve kültürel olarak yok etme politikalarına maruz kalan soydaşlarımızın binlerce yıllık ana yurtlarında bunu yaşaması, sessiz çığlıklarla Türkiye’den yardım isteyişi, yöneticilerimizin ise onların bu çaresizliği karşısında gözlerini kapayıp kulaklarını tıkayışı, bizler için bir üzüntü kaynağıdır.” Topçuoğlu son olarak, kamuoyuna birtakım sorular sorarak, Uygur Türkleri hakkındaki beklentilerini sıraladı: “Buradan Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerine ve milletimize soruyoruz. Filistin için, Mısır için, Suriye için çıkan sesler nerede?  Her platformda eliyle Rabia işareti yaparak Mısır’a desteğini belirten başbakan, Uygur Türklerinin anası Rabia Kadir’in Türkiye’ye girişine niçin izin vermemektedir? Çin ile yapılan ticari anlaşmalar Doğu Türkistan’da dökülen Türk ve Müslüman kanından daha mı değerlidir? Müslüman Müslüman’ın kardeşiyse Suriyelilere açılan kapılar Doğu Türkistanlılara niçin kapanmaktadır? Bizler, artık Birleşmiş Milletler ve ilgili komisyonları tarafından Uygur Türkleri için de dikkate alınmasını bekliyoruz. Dünya çocuklarına armağan edilen 23 Nisan’ın baskı ve zulüm altındaki veya ana vatanından uzakta sürgündeki Uygur çocuklarının yaşayamadıkları çocuklukları nedeniyle kutlayamadıklarının bilinmesini istiyoruz. Ellerindeki büyük güçleriyle dünyaya hâkimiyet kurma çabasına girmiş olanlara şunu da söylemek isteriz ki; bizim inancımız Uygur Türklerinin özgürlüklerini kazanarak bağımsız bir Doğu Türkistan’ın olacağı yönündedir. Bu bir iyi dilek temennisi değil, inkâr edilemeyecek bir gerçektir.”    

26 Nisan 2014 Cumartesi 16:03

http://www.sebathaber.com/haber/dogu-turkistanda-yasanilan-zulum-trabzonda-unutulmadi-4707.html